Teknoloji, her gün yeniden gelişiyor ve süreçler değişip dönüşüyor. Sürekli gelişen teknoloji, gerek iş hayatını, gerek sosyal yaşantıyı, gerek aile ilişkilerini dönüştürüp, bir öncekine göre farklılaştırmaya devam ediyor. Peki bu denli hızlı dönüşümün sonu nereye varacak? Gerek iş, gerek sosyal, gerek aile hayatını yapay zeka ve robotlara mı bırakacağız? Her şeyi yapay zeka sistemlerine ve robotlara bırakırsak, bu durum insanlığın sonunun gelmesi demek olmaz mı? Çok yakın gelecekte fabrikalarda, “karanlık fabrikalar” döneminin başlayacağı yoğun şekilde gündemdeki yerini koruyor. Bu şu demek aslında, dünyadaki milyarlarca insana istihdam sağlayan fabrikalarda, artık insanların çalışmasına ihtiyaç yok. Birbiriyle iletişim kuran makineler, yapay zeka sistemleri ve robotlar, fabrikaların 24 saat aralıksız olarak, sıfır hata ve en üst verimlilikle üretim yapmasını sağlayacak. Bir fabrikadaki tüm işler, yapay zekaya sahip robotlar ve IoT sistem altyapısıyla sorunsuz şekilde, en üst düzey verimlilikte ve hatasız şekilde gerçekleşiyor olacak. Peki bu durumda, işsiz kalacak olan milyarlarca mavi yakalı insanın ne yapacağı sorusunun cevabını henüz net ifade edebilen yok. Aynı sorun, beyaz yakalılar için de geçerli. Çok yakında, yan masada çalışan arkadaşınız bir robot olabilir. Örneğin, iş yerinde bir pazara ilişkin bir konuda hazırlanması gerekecek bir rapor olsun; dakikada milyonlarca kitabı tarayabilme yeteneğine sahip olan bir robot çalışan ile, bir milyon kitabı belki birkaç ayda tarayabilecek insan zekası bir olabilir mi? Hazırlanacak raporda, robotların ve insanların aynı başarıyı göstermesi mümkün mü? Cevabınız hayır olabilir. Peki insanlar dijital dönüşümün karşısında ne yapacaklar, ellerindeki küçücük bir ekrana bakarak, sosyal medya veya oyun programlarında kendileri için yarattıkları sanal bir karaktere hayat vererek mi, başarı ve mutluluğu sanal dünyadaki karakteriyle mi yaşayacaklar? Gerçek insanların sanal dünyaya hapsolması, sanal robotların gerçek dünyaya egemen olmasına doğru mu yaklaşılıyor?
Gelecekte, bugünkü işlerin %80’i olmayacak
Zira dünyanın sayılı üniversitelerindeki uzmanların yaptığı açıklamalara göre, uzak olmayan bir gelecekte, bugünkü işlerin %80’i yok olacak. Bu da, dünyanın gelecekteki en büyük sorunlarından birisinin “milyarlarca işsiz” olması anlamına gelebiliyor. Bir yanda sayıları milyarları bulan işsizler, diğer yanda küresel ısınma nedeniyle göç etmek zorunda kalacak milyonlarca insan, bir diğer yanda sürebilecek olan çatışmalar, galiba gelecekte de insanoğlunu kaoslar ve daha büyük sınavlar mı bekliyor? Ünlü fizikçi Stephen Hawking’in de söylediği gibi “yapay zeka insanlığın sonunu getirebilir” diye düşünmeden edemiyor insan. Ancak, yine de geleceğe umudun tarafından bakmaya çalışalım. Bazı bilim adamları, “insanları nasıl daha verimli hale nasıl getirebiliriz, robotlarla çalışmaya nasıl adapte edebiliriz” gibi çeşitli konulara kafa yorarak çalışmalar yapıyor. Bizlerin de şimdiden yapması gereken, gelecek nesilleri geleceğe yönelik yetiştirmek olmalıdır. Gelecekte az önce de ifade ettiğimiz üzere, bugün yapılan işlerin hemen hemen %80’i olmayacak ve geriye kalan %20’si ise dönüşerek yoluna devam edecek. Gelecekte veri analisti, uzay pilotu, nesnelerin interneti tasarımcısı ve geliştiricisi, siber güvenlik mühendisi gibi yeni meslekler olacak ve şimdiden yeni nesillerimizin bu alanlarda yetişmelerine yönelik eğitim almaları gerekiyor.
Günü doğru okumaya fırsat olamadan, değişim ve dönüşüm sürüyor
Teknolojideki hızlı gelişim ve dönüşüm, gelecek her yeni gün, üzerine eklediği artılarıyla, çok daha hızlı bir şekilde dönüşüm gerçekleşecek. Bir zamanların “günü doğru okumak” kavramı da, artık anlamını yitirmeye adım adım yaklaşıyor. Çünkü dijital dönüşüm o denli hızlı gerçekleşiyor ki, daha günü okumaya fırsat olamadan, yeni bir gelişme yaşanabilecek günlerin gelmesi çok da uzak değil. Yani, geçmişte aylık veya yıllık olarak yapılan iş planları, projeler ve hedeflerin; bugünün ve geleceğin bilgi çağında, saatler ve hatta dakikalar içinde değişebileceğine hazırlıklı olmak gerekecek. Biraz önce de ifade ettiğimiz gibi geleceğe dair bu konularda çalışan uzmanların öngöremediği onlarca, yüzlerce sorular ve cevapları olabilir. Kim bilir, belki de bugüne kadar, insanlığın fakir coğrafyalara götüremediği refahı ve mutluluğu, açlığı ve kıtlığı, gelecekte daha tarafsız ve adil yaklaşabilen yapay zeka robotları veya sistemleri, o coğrafyalara götürebilir. Bu yazımızın başlığına dönecek olacaksak, insanoğlu robotlarla olan sınavını geçebilir mi? Geleceği net olarak bugünden kim öngörebilir ki, gelecek nesiller yaşayarak görecekler.
Ürünlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için
iletişim formumuzu doldurabilirsiniz.
En kısa sürede uzman ekiplerimiz size
dönüş yapacaktır.